Müze

Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi’nde, sizi karşılayan 2300 yıllık tarihe saygı duymamak elde değil…

Videolar, dokunmatik ekranlar ve üç boyutlu projeksiyonlar eşliğinde Eski Antakya’nın hikâyesine doğru bir yolculuğa çıkın ve bu özel alanın enerjisi eşliğinde geçmişin yeniden hayat buluşuna tanıklık edin.

Dünya'nın En Büyük Zemin Mozaiği​

Yıkıcı depremlerin ve yön değiştiren ırmakların öyküsünü anlatan, 1.050 metrekareye yayılmış bu eşsiz dalganın akışı karşısında büyüleneceksiniz. 4. yüzyıla dayanan geçmişi ve benzersiz geometrik desenleriyle, bir zamanların buluşma mekânına ait olan taban mozaiği, şu ana kadar dünya üzerinde bulunanların en büyüğü…

Eros Heykeli​

Son derece iyi korunmuş ve tarihi M.S. 200’lü yıllara dayanan 70 santimetrelik mermer Eros heykeli, kazı alanının son buluntularından biri.

Pegasus Mozaiği​

Mucizenin kanatları üzerinde uçmaya hazır mısınız? Hem kanatlı at Pegasus hem de Musalar-Muses tasvirlerini içeren Pegasus Mozaiği, 162 farklı renk tonu olan doğal taştan (Tessera) oluşuyor ve fotografik ayrıntıları ile baş döndürüyor. Yerin sekiz buçuk metre altında yer alan ve M.S. 2. yüzyıla tarihlenen eser, Hesiodos’un şiirlerine ilham veren Perilerin Başı’nın Calliope ile karşılaşmasının bir tasviri olma özelliğini de taşıyor. Pegasus aynı zamanda sanatçısı Euporos tarafından imzalanmış bir mozaik olma özelliğini taşıyor.

Roma Hamamları​

The Museum Hotel Antakya’nın kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan ve M.S. 5. yüzyıla tarihlenen bu Roma Hamamı, Romalıların yemek, spor ve masaj keyfi yapmak için toplandıkları en önemli sosyal mekânlarından birine ışık tutuyor. Sıcaklık bölümünde, Caldarium’un sütunları arasından süzülen ılık su buhar oluşturuyordu; hamam sakinleri akarsu boyunca eğlenmek için ılık ve soğuk su odalarında (Tepidarium ve Frigadarium) bir araya geliyorlardı.

Kutsal Ruh ve Doğal Yaşam Mozaiği​

Bu eşsiz güzellikteki mozaiğin, M.S. 5.yüzyıla ait bir Roma villasının zemin kaplamasını oluşturduğu tahmin ediliyor. Zamanının tipik özelliklerini yansıtan deseninin yanı sıra, o dönemde Antakya’da yaşayan çok sayıda kuşa ait tasvirlerin de bulunduğu eser, yatırımın sahibi Asfuroğlu ailesi ile mükemmel bir sinerji oluşturuyor. Çünkü Asfur, Arapçada “kuş” anlamına geliyor. Son derece iyi korunmuş olan bu örnek, sahip olduğu neredeyse fotografik gerçekçilikle emsalsiz bir örnek.